Aşkın dayağı !?



İnsanoğlunun yaratılışında birçok şey vardır. Sinirlenmek, hırs yapmak, kıskanmak (iyi veya kötü), dönem dönem aptallaşmak, sevmek, aşık olmak vs.
Saymakla bitmez bunlar. Ancak genç zamanda bunların çoğunu yaşarken, zamanla inkar etmeye başlıyorlar. Bazıları sinirlenmediğini söylüyor. Bazıları kıskanmadığını. Bazıları hiç aptal olmadıklarını iddia ediyorlar! Bazıları artık sevmediğini, aşık olmadıklarını söylüyorlar! Bir de üstüne giderek bunların zararlı olduğunu söylerler. Aşkı her genç tattığı halde, çoğu yalanlar. Yaşadıklarının, hissettiklerinin yalan olduğunu söylerler. Aslında ise boşluktadırlar. Derin bir boşluğa düştüklerinde bunu doldurmak için başka şeyler, insanlar ararlar. Sonra hiçbirinin aşk gibi olmadığını öğrendiklerinde artık bunu başka şeylere yüklerler. Bazıları doğayı sevmeye koyulur, aşkı onda bulur. Diğerleri herhangi bir inanca sahipse ona yönelir. Gerçek aşkın Tanrı olduğunu düşünürler. Tanrıyı başka bir aşkla sevmeye başlarlar. Çünkü ihtiyaçları budur. Ancak aymazlık ederler burada. Tanrının onlara verdiği, yaşattığı bir duyguyu yalanlarken aynı zamanda tanrıyı sevmekten bahsederler.
Her şeyin gerekli olduğunu bilmiyorlar. Sen kullanmıyorsan, sevmiyorsan, istemiyorsan onun gereksiz olduğunu söylemen bir nevi yanlıştır.
Aşık da olmalısın, acı da çekmelisin. Sinirlenmelisin de, ağlamalısın da. Hepsini bir yerde yaşarsın.

Hiç yorum yok: